Babam MEHMET Kemal Deniz Kıbrıs Türkünün var olma mücadelesinde önde gelen kişilerinden birisidir. Ölümünün 20 inci yılında onu rahmetle anmak ve Kıbrıslı Türklerin yeni nesillerine anlatmak için bir yazı hazırlayıp biligilerinize sunmak ihtiyacını duydum.
Mehmet Kemal Deniz’in doğum yılı olan 1920 de Oasmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşından yenik çıkmış, Sevr andlaşması ile yurdun birçok bölümü yabancı ordular tarafından işgal edilmiş ve Kurtuluş Savaşı henüz başlamamıştı.
1878 yılında kendisine danışılmadan Osmanlı Devletini yönetenler tarafından İngiliz yönetimine teslim edilen Kıbrıslı Türkler, İngilizlerin adaya ayak basması ile birlikte var olma mücadelesine başlamışlardı. Osmanlının ecdadı olarak asırlarca Kıbrısı yöneten bir toplumun bir anda kendi başına kalmasının yarattığı travmayı o yıllarda yaşayanların anılarında görebilirsiniz. Hele de kendilerinden nüfus olarak fazla olan Kıbrıs Rum toplumunun İngilizlerin adaya gelip İngiliz bayrağını çektiği anda Enosis diye sevinç gösterisi yapmaları ve bunu takip eden zamanda anavatanları Yunanistan ile birleşme yolunun açıldığı düşüncesini geliştirmeye başlamaları Kıbrıs adasının topraklarının büyük bir kısmına sahip Türkleri direnmeye yöneltmiştir.
İşte Mehmet Kemal Deniz bu gelişmelerin yaşadığı dönemde doğmuş ve 1923 yılında Kurtuluş Savaşını takiben Türkiyenin yeni bir devlet olarak kuruluşu ile Anavatanının yanında olduğunu hissetmeye başlayan bir toplum içinde mücadeleye adımlarını atmıştır.
Kıbrıs’ın İngiliz yönetimine geçişinden sonra Kıbrıs Türk toplumunun Anavatan Türkiye ile ilişkileri devam etse de, bu ilişkiler çok da etkin bir seviyede değildi. Kıbrıslı Türkler Anavatanın ilgisini çekmek yolunda ileri gelenleri ile devamlı olarak Türkiyedeki hükümetlerin Kıbrıs Türkünün var olma mücadelesine daha fazla destek olmaları için girişimler yapmaktaydı. İşte bu dönemde sayıca fazla olan ve İngiliz idaresinin avantajlarından faydalanan Rumlar sadece ticaret değil tarım ve sanayi dallarında da çok önemli hamleler yapmışlar ve yavaş yavaş Kıbrıslı Türklere sadece nüfus olarak değil, ekonomik kaynaklara sahip olma açısından da fark atmaya başlamışlardı.
Mehmet Kemal Deniz’in lisede okuduğu yıllarda, bilhassa eğitimli gençlik arasında Türk milliyetçiliği önemli ölçüde gelişmeye başlamış olsa da bunun tüm Kıbrıs Türk toplumuna dağılmış olmadığı da görülmekteydi.
Mehmet Kemal Deniz her zaman Kıbrıslı Rumların ticaret ve tarım konularında Kıbrıslı Türklerden ilerde olmasına büyük tepki göstermiş, toplum itibarının, geniş toplum kitlelerinin ekonomik şartlarının gelişmesine bağlı olduğunu savunmuştur. Mehmet Kemal Deniz ekonomik açıdan zenginleşecek bir toplumun diğer toplum tarafından da dikkate alınacağı görüşündeydi.
İşte bu ideal ve görüşler içerisinde Kıbrıslı Rum ve Türk çiftçilerin ortaklaşa oluşturduğu Kıbrıs Çiftçiler Birliği yönetimine Türklerin temsilcilerinden biri olarak henüz 22 yaşında iken girmişti. Mehmet Kemal Deniz 1941 yılında açtığı kitap ve kırtasiye dükkanı dışında babasından kalan büyük miktardaki tarım arazisini kardeşi Hüseyin Zihni Deniz ile idare de ediyordu. Zaten Kıbrıs Çiftçiler Birliği Yönetimindeki üyelik de bu vasıftan dolayı idi.
Kıbrıs Çiftçiler Birliği 1942 yılında kurulmuş ve merkez yönetim kurulunda 9 Rum ve 3 Türk üye yer alacak şekilde yönetim mekanizması oluşturulmuştu. Hedef Kıbrıs Türk ve Rum Çiftçisinin menfaatlerini korumaktı.
Kağıt üzerinde ideal ancak icraatte sıkıntıları olan bu birliktelikte o zaman 22 yaşında bulunan ve toplam 12 kişilik yönetimdeki 3 Türk üyeden biri olarak Birliğin çoğunluğa sahip Rum üyelerce sadece Kıbrıslı Rum çifçilerin şikayet ve ihtiyaçlarını dikkate alan tutumlarına karşı çok sert çıkışlar yapmaya başlamış ve 1943 yılında da ayrı bir birlik olarak Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliğinin kuruluşunda başı çekmiştir.
30 Nisan 1943 tarihinde Rum Lisesinde yapılan toplantıda Lise üzerinde asılı duran Yunan Bayrağına itiraz eden Kemal Deniz, Kıbrıslı Rum ve Türklerden oluşan bir Birliğin toplantısının sadece Yunan Bayrağı altında yapılmasının iki toplumun eşit temsiliyet ve menfaat anlayışına aykırı olduğunu belirtmiş, toplantının Rum ve Türk eşitliği çerçevesinde yürütülmesi için Rum Lisesinin üzerine “Türk Bayrağı”nın da asılmasını talep etmişti. Bu öneriye Rum üyelerin cevabı kesin “hayır” dı. Ne demek de bir Rum Lisesi üzerinde Türk bayrağı sallanacaktı. Reddedilen bu öneri kaerşılığında Mehmet Kemal Deniz bu toplantıya bu aşamada katılmanın Kıbrıslı Türkler açısından bir getirisii olmadığını ve sadece göstermelik olarak bulunulduğunu idda ederek asılması için israr ettiği ve elinde tuttuğu “Türk Bayrağını” yanına alarak yola çıkmış o toplantıda bulunan ve bayrağı taşımasına yardıma koşan Sami Hıfsı ile birlikte Uzun Yol denilen Ledra Caddesini ellerinde Türk Bayrağı olduğu halde geçerek Asmaaltındaki Cafer’in kahvesine gelmişler ve orada diğer yönetim kurulu üyeleri ile saat 1.00 de toplanarak Kıbrıslı Rumlardan ayrı bir Türk Çiftçiler Birliği kurulması kararı almışlardı. Bu karar üzerine bir kağıda, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliğinin taslak tüzüğünü yazmışlar ve bu tüzüğün ertesi gün toplanmasına kara verdikleri ilk genel kurul toplantısında çiftçilerin onayına sunulmasına karar vermişlerdi.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği yeni bir örgüt olarak 1 Mayıs 1943 de 72 Türk delege ile toplanmış ve bu delegeler arasında Baf, Limasol, Larnaka, Magusa, Lefkoşa ve Girne kaza ve köylerinden temsilciler olacak şekilde 15 kişilik Yönetim Kurulu seçilmiştir. Seçilen bu yönetim kurulunun arasındaki icra heyeti , Başkan Behçet Mirata, Genel Sekreter M.Kemal Deniz , Veznedar Ali Rauf ve Üye Bekir Naci den oluşmuştur.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliğinin kuruluşu, Kıbrıslı Türklerin kendilerini yönetmeleri konusundaki inançlarının bir yansıması olarak gerçekleşmiştir. Kıbrıs adasının eski sahiplerinin her konuda diğer toplumdan emir alması düşünülecek bir şey değildi. Bu nedenle kuruluşu takip eden zamanda Kıbrıs Türk Çiftçiler Brliğinin yürüttüğü faaliyetlerin içeriği ve sonuçlarına bakmak gerekmektedir.
Siyasi oluşumlar dışında ekonomik olarak ilk örgütlenme Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği çatısı altında gerçekleşmiştir. 1878 den sonra kendi başına direnmeye zorlanan anavatan aşığı bir toplumun ekonomik hayatının güçlenmesinde en önemli rolü oynayan Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği ,Kıbrıs Türk toplumu adına ilk düzenli ekonomik örgütlenme hareketini de sağlamıştır. Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği bir ekonomik örgüt olarak kurulmuş olsa da faaliyetleri ile Kıbrıs Türkünün siyasi örgütlenmesinde de temel taşlarından biri olmuştur.
Düzenli örgütlenme hareketi bugün devlet olarak sahip olduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temelini oluşturmuştur. Bu örgütlenme ile ekonomik yönden Kıbrıslı Rumların çok gerisinde kalmaya başlayan ve 1940 ların başında toprak sahipliği yüzde yirmilere düşen bir toplumun 1943 ile 1959 yılları arasında bu örgüt sayesinde toprak sahipliğini yüzde otuz dokuz, kırka çıkarak Türklerin Kıbrısta var olan haklarının sadece nüfusa değil toprak sahipliğine de bağlanmasına büyük bir katkı yapmıştır.
Kıbrısta nüfusun yüzde onsekizine sahip bir toplumun 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde yüzde otuz üç haklara sahip olması Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliğinin sağladığı örgütlenme ve bu örgütlenmenin yol açtığı dayanışma sayesindedir.
1943 ile 1945 yılları arasında 115 köyde örgüt kuran ve 5,500 üyesi olan bir Birliğin Kıbrıs Türkünün var oluş mücadelesinde saadece Türklük için yaptığı mücadele dikkate alındığında, 1974 sonrası gelişen ve menfaatlere dayalı ilişklerle karşılaştırıldığında ne kadar yüce ve onurlu bir mücadele yapıldığını görmek mümkün olmaktadır.
Mehmet Kemal Deniz ilerki yıllarda gerek Kıbrıs Cumhuriyetinde ve gerekse Kıbrıs Türk Federe devletinde milletvekili olarak çalışmış ve sadece ve sadece Kıbrıs Türk halkının gelişmesi ve refaha kavuşması için mücadele vermiştir.
Mehmet Kemal Deniz Kıbrıs Türk toplumunun başı dik ve Rumlar tarafından aşağılanmayacak durumda olmasını toplumun geniş bölümünün zenginleşmesi ile olabileceği inancı ile yaşamış ve tüm çaba ve gayretlerini bu yolda yürütmüştür.
Babam Mehmet Kemal Deniz’in siyaset ile ilgili nasihatı , halk için yapılacak çalışmaların çıkarsız ve sadece halk için yapılmasıdır. Bugün görmekte olduğumuz siyasi düzende siyaseti bir çıkar ve ekonomik aktivite vasıtası olarak gören zihniyet sayesinde Kıbrıs Türk toplumunda iktidara gelmenin sadece yandaşlara menfaat sağlamak olduğu, menfaat dağıtanın sadece kendi yandaşlarını geliştirdiği yandaş olmayanların dışlandığı ve bu tutum ile toplumun çok büyük bir bölümünü kimsenin dikkate almadığı , muhtaç asalak ve fakir bir halk grubu olarak görülen bir topluma dönüşmesi sağlanmıştır.
Bugün gelinen ve Kıbrıs Türk toplumunu Kıbrıslı Rumların ekonomik olarak çok altında bırakan ve Türkiyeye gittikçe daha çok muhtaç duruma düşüren zihniyet, Kemal Denizin 1943 ve sonrasında yola çıkarak genelde daha refah bir toplum oluşturma idealinin çok uzağındadır.
Mehmet Kemal Deniz’in Kıbrıs Türk toplumuna verdiği hizmetlerin kökeninde yatan düşüncenin bundan sonraki siyasete girecek kişiler tarafından benimsenmesi ve bunun için toplumun küçük ve geçici çıkarlar yerine çocuklarının da geleceğini garanti edecek siyasetlerin geliştirilmesinde talepkar olması gerekecektir. Yoksa Kıbrıs Türkünün var oluş mücadelesinde emeği ile, parası ile ve bu toprakları vatan yapmak için kanı ve canı ile bedel ödeyen insanlarımıza İHANET ETMİŞ OLURUZ.