Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası (KTDTO) Başkanı Dt. Ahmet Özant, ülkede gerek tıp, gerekse diş hekimliği alanında kaçak hekimliğin yaygın şekilde bulunduğunu belirtti.
Özant, bunun, ülkede yerleşmiş, klinik açmış, yanında çalıştırdığı personele ekmek kapısı olan, devlete vergisini ödeyen, oda ve Tabipler Birliği’ne üye olarak aidatlarını ödeyen hekimlere ve devlete karşı yapılmış büyük bir ayıp ve suç olduğunu kaydetti.
Ahmet Özant yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu kaçak hekimlerin elinde çantasıyla gelip hastalara bakıp, müdahale ettiklerini; aldıkları ücreti klinik sahipleriyle bölüşüp, kayıtsız bir şekilde bir kuruş vergi vermeden geri döndüklerini ifade etti.
Halka, KKTC’de yaşayan, yasal çalışan yeterince hekim ve uzman varken Odaya üye olmayan, yurt dışından gelen, yasadışı hekimlere ve bu kliniklere itibar etmeme çağrısında bulunan Özant, vatandaşların maddi ve/veya manevi olarak zarara uğraması durumunda karşısında muhatap bulamayacağını ve çok uzun sürecek hukuk davaları ile uğraşmak zorunda kalacağını hatırlattı.
Hastalara gittikleri hekimin KKTC’de yaşadığını, kayıtlı ve yasal çalışan bir hekim olup olmadığını araştırma ve diplomasını ve Tabipleri Birliği üyelik belgesini sorma tavsiyesinde bulunan Özant, ülkede benzer durumun, açılan Diş Hekimliği Fakültelerinde de mevcut olduğunu kaydetti.
Özant, eğitim kurumları olan ve aynı zamanda hasta kabul eden kliniklere sahip fakültelerde Odaya kayıt olmadan yasadışı statüde çalıştırılan hekimler bulunduğunu belirterek, söz konusu hekimlerin hastalarla bir sorun yaşaması ve şikâyet edilmesi durumunda hakkında dava açılacağını bilmesi gerektiğini ifade etti.
Özant şöyle devam etti:
“Bir diğer önemli konu ise, yüksek öğretim kurumlarımızın denetlenmesi ve akreditasyon görevini üstlenen YÖDAK’a defalarca gönderdiğimiz yazılarımızda ülkemizde açılacak Diş Hekimliği fakültelerinin sayılarının kısıtlanması ve en önemlisi alınacak KKTC vatandaşı öğrenci kontenjanlarının ihtiyaçlarımıza göre belirlenmesi, gerekirse kısıtlanmasını talep ettik.
Dördüncü Fakültenin açılmasından sonra sürekli dile getirdiğimiz kontenjan kısıtlamalarında herhangi bir şey değişmediği gibi bugün 8 fakülteye sahibi olduk. En önemlisi her fakülte kendi sınavlarını yapıp istediği kadar öğrenci kontenjanı belirliyor ve biz devlet olarak bunu dahi düzenleyemiyoruz.
Avrupa Birliği üye ülkeleri ortalamasının çok üzerinde bir diş hekimi sayısına ulaştık. Yeni mezun genç hekim arkadaşlardan bazıları yüksek maliyetleri nedeniyle klinik açamamakta, devletin kısıtlı kadroları nedeniyle kamuda çalışma olanaklarından yoksun, başka hekimlerin veya özel hastanelerin bünyesinde düşük maaşla çalışmak zorunda veya ülkeden ayrılmak zorunda kalmaktadırlar. Yurt dışında eğitim alıp mezun olan gençlerimiz ise ülkelerine dönmemektedirler.
Artan sayı ile hekim enflasyonunun yaşanmasına, gelirlerin düşmesine ve hayat standartları düşük hekim topluluğu yaratılmasına ve dolayısıyla mesleğimizin itibar kaybetmesine asla göz yumamayız. Ülkemizde yeterince diş hekimi varken dışarıdan kaçak hekimlerin getirilmesine ayrıca vatandaş olmayan geçici üye statüsünde yasal yolla olsa da yurt dışından hekim getirilmesine de yeni mezun vatandaş olan asil üye genç hekimlerimizin haklarının korunması adına sıcak bakmadığımızı da özellikle belirtmek isterim.”
YASALARA GÖRE SUÇ…
Tabipler Birliği yasasına da atıfta bulunan Özant, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve Diş Tabipleri Odası’na üye olmaksızın kimsenin ülkede hekimlik yapamayacağını, aynı zamanda diploması olmaksızın hekimlik, doktorluk veya tıbbi danışmanlık yapmanın yasalarca suç sayıldığını da hatırlattı.
Özant Oda Yönetim Kurulunun görev süresince bugüne kadar hasta ağzında çalışan iki teknisyen ve izinsiz çalışan iki diş kliniği hakkında aldığı ihbarları değerlendirdiğini, Sağlık Bakanlığı yetkilileri Oda yönetimi ve Polis eşliğinde denetimler yaptığını ve neticesinde kamu davaları açıldığını da belirtti.
Özant, “Yasalara uymak her vatandaşın görevidir, denetlemek ve yasaları çiğneyenlere gereken cezaları vermek de Devleti yönetenlerin görevidir.” ifadelerini kullandı.