3’ncü Cumhurbaşkani Dr.Derviş Eroğlu yeni yıl dolayısıyla mesaj yayımladı.
Eroğlu yayımladığı mesajda ‘‘ İnsanlık için hayat yolculuğumuz kah acıları, kah sevinçleri ve güzellikleri ile devam eder gider.
Gitmekte olan takvim yılının sonunda, yeni yılın başında ise geleneksel olarak geçmiş yılın bir değerlendirmesi yapılır.
Hiç kuşkusuz ki, 2020 yılı kovid-19 salgını nedeniyle yaşattığı sıkıntılar ve geniş çaplı ölümlerle şimdiden dünya tarihine insanlık için kötü bir yıl olarak damgasını vurmuştur.
Dolayısıyla yeni yıl için en başta gelen dileğimiz, kovid-19 salgının tüm dünyada sona ermesi, bozulan ekonomilerin düzelmesi, sağlıklı, mutlu, güzel günler yaşanmasıdır.
İnşallah aşı bu yönde umulan faydayı sağlayacak ve insanlık bu salgından en erken zamanda kurtulacaktır.
Tabii, o noktaya gelinceye dek maske , mesafe ve hijyen kurallarına uymamız, kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmamız, kalabalıklar yaratmamamız da şarttır.
Kovid-19 salgını ile birlikte her şeyden önce sağlığın gelmesi gerektiğini bir kez daha yaşayarak anladık, kanıksadık.
Bu noktadan hareketle sağlık sistemimizi özellikle doktor, hemşire, alt yapı ve teknik olanaklar bakımından daha da güçlü hale getirmemizin zamanı artık gelmiştir.
Türkiye’nin katkıları ile yapılan Acil Durum Hastanesi ile yapılması kararlaştırılan 500 yataklı yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi sağlık alt yapımızın güçlendirilmesi için çok değerli ve önemli atılımlardır.
Bu atılımlara sağlık alanında ihtiyaç duyulan insan kaynaklarımızın geliştirilmesi ve halkımızın bilinçlendirilmesine gereken önemi vermeyi de eklersek sağlık alanında önemli mesafe almış olacağız.
Bu arada ekonomide yaşanan sıkıntıların aşılması için Devletimizin Türkiye ile yoğun ve planlı bir çaba içerisine girmesi de elzem hale gelmiştir.
Devlet asla sektörleri kaderine terk etmemeli, sıkıntıları aşmak tüm kaynak ve olanakları ile bilim insanlarını, bürokratları ve sektör temsilcilerini seferber etmelidir.
Ülkemiz açısından 2020 yılının bir başka özelliği ise Cumhurbaşkanlığı ve hükümette yaşanan değişimlerdir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte Kıbrıs konusunda egemenliğe dayalı iki Devletli çözüm modelinin Birleşmiş Milletlerin önüne resmi çözüm önerimiz olarak konulmasını doğru buluyor, memnuniyetle karşılıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en yetkili kişisi Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Kasım Cumhuriyet Bayramımızda, Kıbrıs konusundaki Birleşmiş Milletler parametrelerinin artık değişmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koyarak federal çözümün olmayacağının belli olduğunu, iki devletli çözüme yönelmek gerektiğini tüm dünyaya ilan etmesini tarihi bir adım olarak değerlendiriyorum.
Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi Kıbrıs Türkü’nün en başta gelen yurt ödevi Devleti’ne, egemenliğine, güvenliğine sahip çıkmaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye’nin kapalı Maraş’ın açılması için attığı adımlar ve izlenen politika da bana göre tarihsel öneme haizdir.
Rum tarafına Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye olarak onların attığı adımlar ve haklarımızı gasp etmeye devam etmeleri karşısında hareketsiz kalmayacağımızı göstermek zorundayız. Aksi takdirde gelecek nesiller bizlerden haklarını yeterinde korumadığımız için hesap soracaktır.
İç konulara gelince; Belli ki yeni hükümetin önünde çözmesi gereken önemli sorunlar vardır. İnanıyorum ki her şeyden önce Halkımız ve Devletimiz düşünülür, çok kritik bir süreçten geçilmekte olunduğunun bilinci ile birlik ve beraberliğe önem verilir.
İnanıyorum ki ciddi bir şekilde çalışılırsa Türkiye’nin de desteği ile sorunları aşmak mümkün olacaktır.
Devletlerin, halkların, partilerin hayatlarında kavga, çatışma, gereksiz didişme kaldırmayan hassas, kritik dönemler vardır. Bana göre KKTC şu anda öyle bir dönem geçirmektedir.
Bu duygu düşüncelerle yeni yılın tüm ülkelere ve ülkemize sağlık ve mutluluk getirmesini diler, tüm halkımıza sevgi ve saygılarımı sunarım.” dedi.
