Cumhurbaşkanı Tatar’ın eşi Sibel Tatar’dan “kadına karşı şiddetle mücadele günü” mesajı
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, kadına yönelik şiddetin dünyanın her yerinde hala yaşanan, kabul edilemez bir suç olduğunu belirterek, her toplumda kadının maruz kaldığı şiddetin, sadece ona şiddet uygulayan bireyin değil, aynı zamanda tüm toplumun sorunu ve sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Toplumun bir bireyi, bir Cumhurbaşkanı eşi ve bir iş insanı olarak, kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin boynunun borcu olduğunu kaydeden Tatar, Cumhurbaşkanlığı’nın desteğiyle kadına karşı şiddetle mücadele konusunda bir eşgüdüm ve koordinasyon planı hazırlandığını belirtti.
Tatar, “Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü” mesajında, 25 Kasım’ın Birleşmiş Milletler tarafından 17 Aralık 1999’dan bu yana “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak anıldığına işaret ederek, bugünün hem anma, hem de bir mücadele günü olduğunu kaydetti.
Sibel Tatar, “Kadına karşı şiddet için mücadele yanında bugünün bir anma günü olmasının nedeni, 3 genç kız kardeş olan Mirabel kardeşlerin katledilmesidir. Olay 25 Kasım 1960 tarihinde gerçekleştiğinden, bu tarih anma ve mücadele tarihi oldu. Bu nedenle, bugünün ilk sembolü olan 3 genç kız kardeşi, Patria, Minerva ve Maria kardeşleri anıyorum” dedi.
“KKTC DE NASİBİNİ ALDI”
Kadınların şiddet görmelerinin dünyanın her yerinde hala yaşanan, kabul edilemez bir suç olduğunu kaydeden Tatar, buna karşı mücadele etmenin sadece kadınların değil, erkeklerin de büyük sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Sibel Tatar, şiddetin, cinsiyet ayrımı yapmaksızın, kötü olduğuna işaret ederek, kadınların şiddete maruz kaldığı dünyada, KKTC’nin de nasibini aldığını belirtti. Tatar, “Bir yandan, kadınların sayısız başarılara imza atarak öncülük yaptıkları alanların olduğu ülkemizde, diğer yandan birçok kadın, şiddetle maruz kalmaktadır” dedi.
“KADIN, TOPLUMUN TEMEL YAPI TAŞIDIR”
Toplumun her kesiminden kadının maruz kaldığı şiddetin, sadece ona şiddet uygulayan bireyin değil, aynı zamanda tüm toplumun sorunu ve sorumluluğu olduğunu vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:
“Yaşam bizlere, hangi cinsiyet veya cinsel eğilimde olursak olalım, eşit haklarla sunulur. Bizler, bu eşit hakları bozmadan yaşamayı hedef almalıyız. Gönül isterdi ki, ne böyle bir günün anısı olsun, ne de mücadeleye ihtiyaç kalsın. Ancak gerçekler böyle değil. Dünyamızın her köşesinde bugün kadınlar, fiziksel, ekonomik, psikolojik, sözel ve benzeri şekillerde şiddete karşı zaman zaman savunmasız kalsalar da, koşulsuzca mücadelelerinde devam edeceklerdir”
Sibel Tatar, kadınların, gördüğü her türden şiddete rağmen, bir toplumun temel yapı taşı olduğuna işaret ederek, kadının ülkede her alanda yılmadan ve usanmadan görev aldığını, öncülük yaptığını ve toplumun gelişmesine emek verdiğini vurguladı.
“EN ÇOK DEVLETİN GÖREVİ”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, kadına karşı şiddetin karşısında durmanın, bireylerin ve toplumun görevi olduğu gibi, en çok devletin görevi olduğunu belirtti.
Tatar, “Bu nedenle, toplumun bir bireyi, bir Cumhurbaşkanı eşi ve bir iş insanı olarak, kadına yönelik şiddetle mücadele etmek boynumun borcudur. Cumhurbaşkanlığı’nın desteği ile kadına karşı şiddetle mücadele konusunda bir eşgüdüm ve koordinasyon planı hazırlanmaktadır” dedi.
Sibel Tatar, şöyle devam etti:
“Ülkemizdeki hiç bir kadın, şiddet karşısında yalnız değildir. Şiddete maruz kalan kadının ivedilikle hukuki haklarını kullanması ve korunması için ülkemizde varolan tüm değerleri bir araya getirerek çalışacak bir planı kısa zaman içerisinde toplumumuzla paylaşacağız. Kadının değeri, kadının varlığı bir toplumun estetiği, bir toplumun çağdaşlığı ve önemini artırır. Bu anlamda, ülkemiz aydınlık bir gelecek için kadın emeğine mutfak bir ihtiyaç duymaktadır. Mutlu ve huzurlu bir gelecek için, kadına karşı uygulanan her türlü şiddetin karşısında tek, toplumumuzla birlikte tek vücut olduğumuzu bir kez daha vurgular, böylesi hadiselerin yaşanmayacağı yarınlar temenni ederim”