Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye’ye işgalci demek tarihi çarpıtmak ve gerçekleri saptırmaktır.” diyerek, Kıbrıs’ta barışı ve huzuru sağlayan Türkiye’nin varlığının adanın istikrarının teminatı olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Avrupa Parlamentosu ve ELAM Partisi Üyesi Geadis Geadi’nin Kopenhag’ta düzenlenen konferansta Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar’a yönelik sözlerine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin 20 Temmuz’daki müdahalesinin yalnızca Kıbrıs Türk halkına değil, Rum toplumuna da barış ve özgürlük getirdiğini ifade etti.
-“Mutlu Barış Harekâtı haklı ve meşru bir müdahaledir”
Tatar, dile getirilen mesnetsiz ve provokatif ithamların Rum tarafının “ayrımcı zihin dünyasının bildik ve artık eskimiş kalıntıları” olduğunu belirterek, 1974 Barış Harekâtı’nın, Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan garantörlük hakları çerçevesinde ve Yunanistan’daki askeri cunta tarafından desteklenen faşist EOKA darbesine karşı icra edildiğini hatırlattı.
Tatar açıklamasına şöyle devam etti:
“O gün atılan adım, Kıbrıs Türk halkının can güvenliğini, varlığını ve onurunu korumak adına haklı ve meşru bir müdahaledir. 15 Temmuz 1974 darbesi ile hedeflenen Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak ve Kıbrıs Türk halkının tarihsel varlığını yok etmekti. Türkiye’nin 20 Temmuz’da gerçekleştirdiği müdahale, uluslararası hukuk açısından tamamen meşru olup sadece halkımıza değil, Rum toplumuna da barış ve özgürlük getirmiştir.”
-“Türkiye’ye işgalci demek tarihi çarpıtmaktır”
1974 Barış Harekâtı’ndan bu yana adada doğrudan silahlı çatışma yaşanmadığını, kalıcı ateşkes ve barış ortamı sağlandığını belirten Tatar, ‘Bugün adada 50 yıldır devam eden huzur, Türkiye’nin bu meşru ve tarihi adımının sonucudur. Buna rağmen Türkiye’ye işgalci demek, tarihi çarpıtmak ve gerçekleri saptırmaktır.’ ifadelerini kullandı.
– “ELAM’ın söylemleri Avrupa değerleriyle bağdaşmaz”
Rum liderin siyasetiyle örtüşen açıklamalarıyla dikkat çeken ELAM Partisi’nin aşırı sağcı, ırkçı ve nefret söylemleri üzerine kurulu bir yapılanma olduğunu kaydeden ve böylesi bir yapılanmanın Avrupa değerleriyle bağdaşmasının da mümkün olmadığını söyleyen Tatar şöyle devam etti:
“Avrupa ailesi, ilkeleri gereği ırkçılığı, yabancı düşmanlığını ve nefret dilini reddetmesi gereken bir yapıdır. Ancak ELAM gibi aşırı uçların söylemleri, AB’nin bazı çevrelerinde yankı bulmaya devam etmektedir. Bu, AB’nin itibarı açısından da sorunludur”
– “Rum tarafı eşitliğimizi reddediyor”
Tatar, Kıbrıs Türk tarafının ve garantör Türkiye’nin yarım asrı aşkın süredir diyalog, diplomasi ve uzlaşı yolunu savunduğunu; defalarca masaya oturulduğunu ve Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını gözeten öneriler sunulduğunu hatırlatarak, “Ancak Annan Planı’nı reddetmesine rağmen AB üyeliği ile ödüllendirilen Rum yönetimi, uzlaşmaz ve tek yanlı tutumunu her defasında sürdürmüştür.” dedi.
Bugün yeni ve resmi bir sürecin başlamamasının temel nedeninin Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü kabul etmemesi olduğunu kaydeden Tatar, Rum tarafının sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altında uluslararası toplumun ve AB’nin sağladığı konfor alanından vazgeçmek istemediğini söyledi.
– “Federasyon zemini tüketildi. İki devletin iş birliği temelinde yeni ve resmi bir sürece geçilmelidir”
“Benim vizyonum, artık gerçekçi tek yol olan iki devletin iş birliği temelinde, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzün teyit edilmesiyle yeni ve resmi bir sürece geçilmesidir.” diyen Tatar, federasyon zemininde çözüm arayışlarının defalarca denendiğini, başarısızlığının ispatlandığını ve tüketildiğini vurguladı.
Türkiye’ye işgalci, KKTC’ye ise işgal bölgesi yaftası yapıştırarak herhangi bir çözüm zemini yaratmanın mümkün olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm ancak sahadaki gerçekler üzerine inşa edilebilir. Bunların başında da Kıbrıs Türk halkının kendi egemen devletine sahip olduğu, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü hakkından asla vazgeçmeyeceği gerçeği gelmektedir.” dedi.
– “Çözümün yolu eşitliğin kabulünden geçiyor”
Açıklamasını, Anavatan Türkiye’nin varlığının Kıbrıs’taki barışın güvencesi olduğunu vurgulayarak tamamlayan Tatar, adil ve kalıcı bir çözümün yolunun ise Rum tarafının eşitliği kabul etmesinden ve dünya ile tarih önünde gerçeklerle yüzleşmesinden geçtiğini belirtti.