Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), COVID-19 pandemisiyle birlikte ülkede birçok laboratuvar tarafından PCR testi yapılmaya başlandığını, ancak yeterli denetim ve kalite kontrolü yapılmaması ve laboratuvar sonuçlarının doğru olmaması durumunda hasta tanısının atlanabileceği, bu sebeple hastalığın toplum içinde yayılabileceği uyarısında bulundu.
Birlikten yapılan yazılı açıklamada, PCR’ın, polimeraz chain reaction (polimeraz zincir reaksiyonu) kelimelerinin baş harflerinin kısaltılmışı olduğu ve PCR tekniğinin, şu anda tanı alanındaki en ileri teknik durumunda olduğu belirtildi.
PCR tekniğinin üstünlüğünün, çok az sayıdaki mikrobu da tespit edebilmesi olduğunu ifade eden Tabipler Birliği, “Çünkü PCR tekniğinin esası, az sayıdaki etkenleri de çoğaltarak ölçülebilir hale getirmeye dayanmaktadır. Bu nedenle, hastalık etkenleri çok az sayıda olsalar bile, PCR testi ile erken dönemde ve hızlı şekilde tespit edilebilmektedirler” dedi.
PCR test işleminin temelde iki basamaktan oluştuğunu, birincisinde ekstraksiyon (genetik materyali mikroptan ayırma ve saflaştırma), ikincisi ise PCR (hedefteki genetik materyali çoğaltma) yapıldığını kaydeden Tabipler Birliği şöyle devam etti;
“KALİTE KONTROL TESTLERİ HER LABORATUVAR İÇİN AYRI AYRI YAPILMALI”
“Ülkemizde yapılan ve hızlı PCR olarak adlandırılan PCR testlerinde birinci aşama atlandığı (ektraksiyonsuz) ve farklı alternatif yol denendiği için PCR’ın hastalık tespit etme yüzdeliği düşmektedir. Bu sebeple personel (doktor, tekniker), personel eğitimi (numune alımı, kişisel korunma), kit, sarf malzemesi ve cihaz kalitesi denetlenmeli, sonuçlar mümkün olduğunca iyi tutulmalıdır. Sağlık bakanlığı tarafından kalite kontrol testleri her laboratuvar için ayrı ayrı yapılmalıdır. Daha önceden belirlenmiş pozitif ve negatif örnekler ile laboratuvarların sonuç verme yetisi değerlendirilmelidir.”
